%20(76_5%20x%2014%20cm)%20(2).png)
İsviçre-Zürih(6-7 Temmuz 2024)
Merhaba! Dünya’nın en pahalı şehirlerinden biri olan İsviçre’nin başkenti Zürih gezi notlarımızla karşınızdayız. Gezimizi gerçekleştirdiğimiz sırada (Temmuz 2024) 1 Frank(CHF) 38 TL idi. Bu kur bizi üzse de ekonomik ve harika bir gezi gerçekleştirdik.
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yaklaşık 2 saat 40 dakika süren bir yolculuktan sonra Zürih Havalimanı’na indik ve pasaport kontrolüne geçtik. Hep gerildiğimiz ortamdır acaba ne soracaklar diye bekliyorsun. Pasaport kontrolündeki görevli yeşil pasaportumuzu inceledi ve neden özel pasaporta sahipsiniz diye sordu. Biz de yıllardır öğretmen olduğumuzu devletimizin bize bunu armağan olarak verdiği söyledik. Sonra ne öğretmeni olduğumuzu sordu. Genç olan bu görevli muhtemelen yeni göreve başlamıştı canı çok sıkılıyordu bizimle sohbet etmek istedi diye düşündük. Çünkü diğer görevlilerin öyle soru sorduğunu görmedik. Pasaport kontrolünden sonra shuttle ile trene bineceğimiz alana geçtik biletmatikten kişi başı 7 CHF’a tren bileti alıp Zürih HB(Zürih Central Station)’ye geçtik.(Toplamda 3 durak) Buradan evimiz 15 dk yürüme mesafesindeydi. Sıcak İstanbul havasından sonra serin ve tertemiz Zürih havası çok güzel geldi. Zürih’te ev ve otel fiyatları gerçekten çok pahalı idi. Restoran ve cafelerin bulunduğu Niederdorfstrasse’nin arka sokağında her yere yürüyerek gidebileceğimiz bir lokasyonda Airbnb’den ev kiraladık.(2 gece için 16.750 TL demiştik burası çok pahalı ve bu lokasyonda bulabileceğimiz en uygun ev buydu.)
Minicik bir evdi, kahvaltılarımız için terasını kullandık ve gerçekten çok keyif aldık Koreli ev sahibimiz oğlumuz uyuyor diye check out saatinden 1 saat geç çıkmamıza bile izin verdi.
ZÜRİH’TE GEZİLECEK YERLER
1) Lindenhof Tepesi
2) St. Peter Kilisesi
3) Bahnhofstrasse
4) Fraumünster Kilisesi
5) Grossmünster
6) Zürih’s Town Hall
7) Münsterbrücke
8) Zentralbibliothek
9) Quaibrücke
10) Opernhaus
11) Seebad Utoquai
12) Aussichtspunkt Riesbach
13) Zürichhorn
14) Chinagarten
15) Strandbad Tiefenbrunnen
16) Platzspitz
ZÜRİH 1.GÜN
Bu pahalı şehirde kısıtlı zamanımız olduğu için evimize gidip eşyalarımızı bırakıp hızlıca gezimize başladık. Ama önce karnımızı doyurmak için evimizin yakınında bulunan puanları oldukça yüksek ve civardaki restoranlara göre ekonomik olan hamburgerci Holly Cows’a gittik. Hamburger, patates ve içecek 17 CHF.
Civarda yemekler 20 CHF’den başlıyor. Menümüz çok lezzetli patatesler de çıtır çıtırdı. Doymuş bir karın ve mutlu bedenlerle Zürih keşfine başladık. Limmat nehrinin kıyısında yürüdük Zürih’te yaşayan arkadaşlarımızla bir şeyler içip şahane manzaranın ve sohbetin tadına vardık.
Ardından oğlumla klasikleşen her ülkede yaptığımız dansımızı Limmat nehri kıyısında yaptık.
Yürüyerek Lindenhof Tepesine(Ihlamur Tepesi) çıktık bu noktandan şehri izledik. Hava o gün 18 derece idi incecik bir hırka üşümemizi engelledi. Limmat nehri tertemiz akıyor güneşin son ışıkları şehrin güzel binalarını aydınlatıyor, insanlar çocuklarıyla vakit geçiriyor ve sakinliğin tadına varıyordu.
Oradan St. Peter Kilisesi’ne ardından alışveriş caddesi olarak geçen birçok mağazanın bulunduğu Bahnhofstrasse’ye geçtik.
Ara sokaklarda geze geze Fraumünster Kilisesi’ne oradan da Zürih gölü kıyısında bulunan Quaibrücke köprüsünden Zürih Gölünü izledik. Grossmünster’e geçip Zürich Town Hall’u görüp ardından sokaklarda dolaşarak günü noktaladık.
ZÜRİH 2.GÜN
Terasımızda kruvasan ve ilkel yöntemlerle demlediğimiz çayımız eşliğinde güneşli güzel Zürih sabahında kahvaltımızı yaptık.
İlk gün Limmat nehri çevresini gezmiştik. 2.günümüzü Zürih Gölü çevresine ayırdık. Evimizden çıkıp ilk olarak Zentralbibliothek’e Zürih Merkez Kütüphanesine gittik.
Herkese açık olan kütüphane gayet ferahtı ve saat 11 olmasına rağmen kütüphane tıklım tıklımdı. Kütüphanenin süreli yayınlarını inceledik. Oğlum ve eşim oyun bölümünde oyun oynadılar. Kütüphaneden çıkıp Limmat nehri kıyısından yürüyüp Quaibrücke’den geçip Zürih gölü kıyısındaki Opernhaus(Opera binası) a ulaştık. Binanın bahçesi çok geniş ve sandalyeler konulmuştu. İnsanlar rahat rahat oturuyordu. Öğle arası olduğundan Zürih Gölü'nün kıyısına elinde yemek tabaklarıyla insanlar akın akın gelmeye başladı. Kimisi çoktan kıyıda oturmuş arkadaşlarıyla sohbet ederek yemeğini yiyordu. Genci yaşlısı, takım elbiselisi, spor kıyafetlisi. Banklar, yeşil alanlar oturup yemek yiyen sohbet eden insanlarla doluydu. Ve göl o kadar güzeldi ki bu kadar güzel bir manzara hiçbir restoranda olamazdı. Göl kıyısında yürüyüşümüze devam ettik.
Arada mola verip kuğuları izledik ya da rengarenk çiçeklerin arasında ya da serin bir ağaç gölgesinde oturup insanlara karıştık.
Bir gün önce hava 18 derece bugün ise 27 dereceydi ve bu hava Zürihliler için yüzmek ve bolca güneşlenmek için bir fırsattı. Kimi Zürihli Seebad Utoquai de yüzüyor kimisi uygun bulduğu bir kıyıdan göle girip ardından kendini yemyeşil çimlere bırakıp güneşin tadını çıkarıyordu. Göl kıyısından yürüyerek Zürichhorn’a ulaştık burası daha geniş bir parktı. Bazı anaokulları ve aileler piknik yapıyor, kimi yüzüyor, kimi güneşleniyordu. Tabi ki hiçbir parkı es geçmeyen oğlumuz burada da oynadı.
Ardından girişi ücretsiz ama çimlere basmanın yasak olduğu Chinagarten’a girdik. Çin’in mimarı güzelliğini gözler önüne seren parkta güzel zaman geçirip bolca fotoğraf çektirdik.
Zürih gölünde yüzmek isterseniz içinde çocuk havuzu, oyun parkı ve büfesi bulunan giriş ücreti 8 CHF olan Strandbad Tiefenbrunnen’e gidebilirsiniz.
Öğlen yemeğinde fondü yemek için rezervasyon yaptırdığımız restorana geçtik. Fondü eriyebilen birkaç peynir(Emmental ve gruyer) sarımsak ve şarapla yapılan ardından çıtır ekmekler banılarak yenilen bir yemek. Anne ve baba tabi çok heyecanlıyız fondüyü yerinde yiyeceğiz diye. Ama restorana girer girmez oğlumuzun peynir kokusundan midesi bulandı. Ve kesinlikle dayanamadı ortamın kokusuna. Biz de restorandan ayrılıp öğlen yemeğimizi bir Zürihli gibi Zürih gölü kıyısında yemeye karar verdik.
Göle yemek yemeye gelen Zürihlilerin ellerindeki poşette Coop. yazdığını gördük. Ve yerel market avcısı olan Gezegen Ailemiz olarak hemen soluğu markette aldık. Coop Opernhaus’un oradaydı. Çok katlı büyük bir market hatta üst katında gayet güzel bir restoranı da var. Ama biz en alt kata gidip paketlenmiş hazır yemeklerden aldık. Makarna salataları, çeşit çeşit salatalar, yeni çıkmış çörekler-börekler-kruvasanlar, sushiler….
Üstelik tabağı 6-7 CHF ve dopdolu. Yiyecek ve içeceğimizi alıp göl kıyısında öğlen yemeğimizin tadını çıkardık. Ekonomik bir şekilde karnımızı lezzetli salatalarla doyurmanın hazzını yaşadık.
Eğer hediyelik çikolata alacaksanız Coop. Market’e muhakkak gidin. İsviçre çikolatası Lindt’i uygun fiyata alabilirsiniz. Biz şansımıza marketten verilen kazı kazanla ürünler de kazandık.
Akşam Rümlang’a arkadaşlarımıza yemeğe davetliydik. Rümlang arabayla Zürih merkeze 20 dakika uzaklıkta olan yemyeşil bir yerleşim yeri. Arkadaşlarımız bizim köyümüz diyorlar. Bir tane ilköğretim okulu bulunuyor beldede. Çok sakin ve huzurlu bir yer. Zürih’te ister şehir merkezinde ol ister bir köyde her yer o kadar aynı ve standart ki. Kimse göç etmeyi düşünmez şehir merkezine. Sohbetlerimizden çiftçilik yapanın da hayvancılık yapanın da mutlu olduğunu öğrendik. Çünkü emeğinin karşılığını alıyor. Umarım bizim ülkemizde de bir gün her yer eşit refaha sahip olur. Köylü köyünde yetiştirdiği üründen ve hayvandan gerçek karşılığını alır nesilden nesile geçen saygı duyulacak bir meslek olur.
Genel olarak Zürih’i değerlendirecek olursak biz ailecek 10 dan fazla ülke gezdik ve ilk kez biz burada yaşarız dediğimiz bir şehirle karşılaştık. İnsanlar birbirlerine kesinlikle saygılı. Yayalar hep öncelikli.(İstanbul'da yaya yolunda bile ezmeye çalıştıkları için bizi şok geçiriyoruz haliyle.) Sokaklar tertemiz. Yollar ayrılmış her taşıtın kendi yolu var. Havası gerçekten tertemiz suyu çok lezzetli ve her yerde çeşmeler var buz gibi su içebiliyorsun. Herkes refah içinde yaşadığı için bir sınıf ayrımı göze çarpmıyor. Herkes bir arada Zürih Gölünün kıyısında plastik bir tabağa aldığı salatasını yiyebiliyor. İnsanların giyimleri oldukça mütevazı. Daha önce İsviçre’yle ilgili izlediğim programlarda ve okuduğum kitaplarda da refah bir ülke olduğunu öğrenmiştim ama gözlemleyince pekişmiş oldu.
Ayrıldığımız gün oğlumuzun üniversiteyi Zürih Teknik Üniversitesi’nde okumasını dilemek için üniversitenin önünde onun fotoğrafını çekmeye gittik. Oraya ulaşmak için PollyBahn ile tatliş bir yolculuk yaptık. Zürih’e tekrar tepeden bakma şansı bulduk. Ve oğlumuzun fotoğrafını çekip manifestimizi yaptık. :)
Oradan Zürih Üniversitesi’nin Doğal Tarih Müzesini (Naturhistorisches Museum der Universität Zürich-Ücretsiz) gezip dinozor, mamut ve diğer hayvanların heykellerini ve fosillerini inceledik; oğlumuzun bayıldığını söylememize gerek yok sanırım.
Zürih ile ilgili notlarımız bu kadar. Lütfen siz bizim yiyemediğimiz fondüyü yeyin. Zeugauskeller veya Swiss Chuchi Restoranlarından birinde yiyebilirsiniz. Puanları yüksek rezervasyon gerekiyor.
Limmat nehri kıyısında yürüyün, Zürih Göl’ü kıyısında bolca vakit geçirin hatta zamanınız varsa yüzün. İsviçre çikolatası ve peynirlerinin tadını çıkarmayı unutmayın. Bir de Coop. Market aklınızda bulunsun. Lidl Market aramayla uğraşmayın.
Zürih’te havanın nasıl olacağı belli olmaz yazın bile gitseniz bir şemsiye ve ince bir hırka ya da ceket almayı unutmayın. Notlarımızın yolunuza ışık olması dileğiyle… Geziniz ve Euronuz bol olsun. :)



















