top of page

Hollanda-Amsterdam(29 Ocak 2024)

 Merhaba! Amsterdam gezi notlarımızla karşınızdayız. 

    

Avrupa'da en çok sevdiğimiz şey trenle ülkeden ülkeye rahatça geçebilme. Paris'ten trenle Amsterdam'a 3 saat 20 dakikada geçtik. Tren biletlerini Eurostar firmasından 201(93+93+15) Euroya aldık. Gayet rahat bir yolculuktu. Yolculuğun sonunda Amsterdam Central'a vardık. Buradan merkeze yürüyerek 15 dakikada ulaşabilirsiniz. Bizim otelimiz biraz dış kısımda olduğu için bir 15 dakika daha yürüdük. 

    

Tabi bu yürüyüşlerde burnumuza gelen kötü kokulardan o hep anlatılan bazı maddelerin kullanımın serbestliğini hatırladık. Bazı coffee shop ve mushroom shoplardan kokular yayılıyordu sokağa. Aman deyim buraları normal bir mekan sanıp girmeyin. 

    

Otelimize ulaşana kadar nehirlerle ayrılmış güzel sokaklara ve eşsiz Amsterdam mimarisine bakakaldık. Yoğun bir bisiklet trafiği vardı. Her yaştan insan bir yerden bir yere bisikletle gidiyordu. 

    

Otelimiz nehir kıyısındaydı. Temiz, düzenli, aydınlık ve kahvaltı dahildi. Kahvaltısı gerçekten çok iyiydi. Kesinlikle öneririm. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


    

HAVALİMANI VE TREN İSTASYONUNA ULAŞIM

Merkezden toplu taşıma kullanarak ya da yürüyerek ulaşabilirsiniz tren istasyonuna. Tren istasyonuna geldikten sonra Schiphol Havalimanı bileti almanız ve yönlendirmeleri takip ederek havalimanının kalkacağı peronda gidip beklemeniz gerekiyor. Yönlendirmeleri güzel yapmışlar kesinlikle işiniz kolay peronu bulma konusunda.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Trene bindikten 20 dakika sonra havalimanındasınız.  Gitmesi en kolay havalimanlarından biri olabilir Ücreti 5.40 Euro internetten alırsanız 4,90 Euroya geliyor. 

Schippol Havalimanı'ndan bahsetmek istiyorum biraz. Çıkışta güvenlik sıkı kontrol ediyor. Didik didik arama yapıyor. Dizimdeki problemden ötürü dizlik takıyordum bunu niye takıyorsun diye sordular.  Pasaport kontrolünden geçerken bile niye Amsterdam'a niye gelmiştiniz diye soruyorlar yani gidiyoruz artık niye soruyorsun haydi giriş yaparken anladık da çıkarken neden? 

 

GEZİLECEK YERLER

1) Magere Brug

2) Red Light Discrit

3) Dam Meydanı

4) Anne Frank's House

5) Dominicuskerk

6) Waterlooplein

7)Oude Kerk

8) De Gooyer Molen

9) Oude Pijp

10) Van Gogh Müzesi

11) Rijksmuseum Amsterdam

12) Heineken Experience

AMSTERDAM'DA I.GÜN

Amsterdam'a Paris'ten geç bir vakitte geldiğimiz için yapacak çok bir şey kalmamıştı. Biraz şehir turu ve güzel bir yemek yemeye odaklanmıştık. Amsterdam'da ne yenir diye çok araştırdık ama Amsterdam'a kurabiyeler, waffle, peynir dışında çok bir seçenek göremedik bazı sayfalarda Amsterdam'a gitmişken mutlaka Surinam mutfağını deneyimleyin önerilerini göz önünde bulundurarak. Warung Spang Makandra'ya rezervasyon yaptırdık. Bu arada Surinam Güney Amerika'da yer alan eski Hollanda sömürgesi olan bir ülke. Warung Spang Makandra'da tavuklu satay çorbası, Spang Makandra spesyal ve bir yemek daha istedik. Porsiyonlar ve baharatlar konusunda çok cömertler. Kocaman tabakların içinde baharat ve lezzet patlaması. Tarçın, zencefil, tahin, acı biber, bal ..... 

 

 

 

 

Bu yemekler acaba dokunur mu diye çok endişelendik ama hiç sıkıntı yaşamadık. Kesinlikle gidin deneyin derim yine olsa yine yeriz.  Yediklerimiz 46 Euro'yu geçmedi ve gerçekten çoook doyurucuydu mekan da çok hoştu. Garsonlar oldukça kibardı. 

    

Yemekten dönerken market keşfine çıktık. Öncelikle Hollanda'nın yerel marketi Albert Heijn her yerde görebilirsiniz ama biz daha uygun ve daha çok seçeneğin Dirk Marketi keşfettik.

 

 

 

Hediyelik  çikolataları, stroop waffle ve bir çeşit peynirimizi buradan aldık. 

AMSTERDAM'DA 2.GÜN

Şirin otelimizin şirin Dutch kahvaltısıyla güne başlayıp şapkalarımız kuşandıktan sonra asıl gezimize başladık. 

 

 

 

  

Magere Brug'tan geçtik ardından şu ünlü Amsterdam patatesini yiyelim dedim ama kapalıydı neyse öğlen görüşürüz dedik ve Red Light District'e gittik. Burası malum yer tabi gündüz herhangi bir şey yok burada De Oude Kirk'e gitmek için buradan geçmek gerekiyor ve o meşhur süslü bisikletler burada. 

 

 

 

Harika bir kanal manzarası da var. Fotoğraf çekilip kiliseye(Kirk) geçtik. 

 

 

Kiliseyi geçip Dam Meydanı'na yürüdük. Amsterdam Kraliyet Sarayı, Madame Tussauds, National Monument, Body World Müzesi, De Nieuwe Kerk burada bulunuyor. 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

68 kuşağı Dam Meydanında toplanırmış Paulo Coelho'nun Hippi kitabında okumuştum. Dam Meydanı'nda bir de T-Maxx ve Primark var buralara kesinlikle uğrayın deriz. Özellikle T-Maxx'a. 

 

 

 

Burası outlet mağaza ünlü markaların indirimli ürünlerini bulabilirsiniz. Biz bir çanta aldık ve kasada likörlü çikolatalar da satılıyor. 

Bu kadar dolaşma acıktırmıştı Vlaams Friteshuis Vlemincks'te büyük boy patates aldık gerçekten dedikleri kadar var çıtır çıtır ve sosla daha da harika oluyor. 

 

 

 

    

Patatesle enerji yüklemesi yaptıktan sonra  hediyelik almak için Çiçek Pazarı'na gittik. Çiçek pazarında bolca magnet, lale soğanı, farklı çiçek tohumları bulabilirsiniz. 

 

 

 

    

Size küçük bir tüyo verelim. Pazarın girişi ve çıkışındaki satıcılar daha pahalı orta kısımları daha ucuz. 40 tane lale soğanını 8 Euroya aldık halbuki diğerlerinde 25 tanesi 7,5 Euro. Aldığım lale soğanlarını Türkiye'ye dönünce aile üyelerime de hediye ettim ve bizim ektiklerimiz yeşerdiler hangi renk açacaklar çok merak ediyoruz. Çiçek pazarının karşısında peynir dükkanları da var. Henri Willig'den peynir de aldık. Bu arada peynir dükkanlarında dolaşıp bol bol peynir tadımı yapabilirsiniz. Peynirleri gerçekten çok lezzetli. Çiçek pazarından sonra Waterlooplein'a gittik burası bit pazarı yağmurdan dolayı çok az ürün vardı.

    

Amsterdam'a  gelmişken ünlü yel değirmenleri görmek çok istedik ama zamanımız kısıtlı ve havada yağışlı olunca Zaandam'a gitmekten vazgeçtik ama merkezde gidip görebileceğimiz De Gooyer Molen'e gittik hemen yanında Brouwerij't IT var. 

 

 

 

Amsterdam'ın yerel bira üreticisi. Bira tadım menüsü ve atıştırmalık alarak tadım yaptık.

 

 

 

 

​​

 

Yağışlı ve soğuk havada bu sıcak ortam çok iyi geldi. Akşam yemeğini ise bir Yunan restoranında yedik. Yunan dürümü de hiç fena değilmiş.

 

 

Deneyebilirsiniz. Çalışanlar çok nazik.  Amsterdam kışın ne kadar yağışlı ve havası soğuk olsa da çok keyifli bir şehir. 

 

 

 

 

 

Kanallarla ayrılmış sokaklarında yürürken güzel mimarisine bakmak, bir yerlerde oturup bir şeyler içmek yapılabilecek en güzel şey.  

 

 

 

 Biz çok eğlendik umarım  verdiğimiz bu bilgiler sizlere ışık olur yolunuzu aydınlatır. 

Amsterdam otel
tren garı
özel yemek
tavuklu satay çorbası
spang makandra
hollanda peynirleri
dutch kahvaltısı
kanal
kilise
tkmaxx
Dutch patates kızartması
çiçek pazarı
yel değirmeni
bira tadımı
bira menü
griyos
gece amsterdam
amsterdam evleri
köprüden kanal
bottom of page